27 Mart 2016 Pazar

Pütürlü Gıda Sorunsalı

Özellikle bebeği ek gıdaya yeni geçmiş ve pütür yiyemeyen bebeklerin annelere sesleniyorum. Şimdi lütfen sakin olun ve elinizdeki kaşığı sessizce masanın üzerine bırakın. Siz hiç hayatının sonuna kadar püre ile beslenen bir insanoğlu gördünüz mü? Mesela bir restoranda sipariş verirken; "Ben brokoli püresi istiyorum, yanına da çatalla iyice ezilmiş köfte lütfen." diye sipariş veren biri ile hiç karşılaştınız mı? Hayır ben karşılaşmadım da... Lütfen bebeğinizi bu konuda zorlamayın. Ben bir süreliğine etrafımdaki insanların gazına gelip o hataya düştüm. 
Dişlerini yaptırmak için çektirmek durumunda kalan hastalarına, hekimler bir süreliğine sıvı gıda ile beslenmelerini öneriyor öyle değil mi? Peki biz niçin ağzında 3-5 inci tanesi dişi olan el kadar bebeye katı beslenme konusunda envai çeşit işkence uygulamaktayız? Bence asıl sorulması gereken soru bu... 
Çiğneme ve yutkunma alışkanlığı henüz gelişmemiş olan bebeklerin elinde koca koca gevrekler, köşeli köşeli ekmekler görüyorum. Büyük bir parçayı yutamama ihtimalini hiç bir anneye hatırlatmak istemem ama, bazılarımızın bu konuda kendine öz eleştiri yapmasında fayda olduğunu düşünüyorum. 
Yağmur yaklaşık 16. ayına kadar püre ile beslendi. Ağzına kıyma tanesi gelse öğürüyordu. İlk kez 6 aylıkken minik bir karpuz tanesi ile yaklaşık 6-7 dk süren kusma krizi sayesinde tanıştık pütür sorunumuzla. Hemen hemen 10 ay devam etti. Gittiğim her yere blendarımı yanımda götürdüm. Misafirliklere, otellere, tatile.. Pilavı, köfteyi, musakkayı bile blendardan geçirerek verdim. İnsanların anlamsız bakışlarından hiç alınmadım. Çünkü ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenen kızımı katı gıdaya alıştırmaya çalışıyordum. Kuşlar gibi ağzımda öğütüp besleyemeyeceğime göre, blendar benim için şarttı :)
17-18. aydan itibaren parmak patates ve köfte ile yavaş yavaş kendi ısırıp, çiğneme alışkanlığı kazandı. Şu anda hala meyve gibi ıslak ve sulu şeyleri elinde tutmaya tahammülü yok :D o yüzden hala kendi kendine meyve yiyebilmiş değil. Ama olsun, zamanla hepsine alışacak. Annelik sabır işi. Önemli olan onların sağlıkla büyümesi değil mi zaten? Gerisi zevkle yapılan işler silsilesi. 

Sağlıcakla kalın...

16 Mart 2016 Çarşamba

Neler Kullandık/Kullanıyoruz?

Ne zamandır bu yazıyı yazmak istiyordum...
Yağmur doğduğu günden beri kullandığımız ürünler ile ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum, belki bir faydamız olur..

Bebek bezi: Yağmur ilk doğduğunda Prima Premium Care kullandık fakat pişik oldu.. Neden bilmiyorum kıpkırmızı oldu çocuğun poposu, Molfix o sıralar göbek oyuntulu bebek bezlerini yeni çıkarmıştı, Yağmur'un da göbek bağı biraz geç düştüğü için (15 gün) cazip geldi, aldık, 18 aydır Molfix kullanıyoruz, çok memnunum. Pişik, sızdırma asla olmadı. Geceleri de hiç değiştirmedim uykusunda (kaka hariç)...



Islak Mendil: İlk 6 ay ıslak mendil kullanmadım. Pamuk ve su ile temizliğini yaptım. Sonra Huggies yeni doğan kullandık. Islak pamuk gibi dokusu, kokusuz olması sebebiyle tercih ettim. O kadar doğal ki, çekerken parçalanıyordu :) Sonra bir ara Huggies banyo ferahlığı aldık, kokusu çok güzel ama bir gün makyajımı temizlerken cildim yandı, tesadüf mü acaba diye ertesi gün tekrar denedim, yine aynı sonuç... Şu anda Molfix bebe losyonlu ıslak mendil kullanıyoruz. Çok memnunum. Hem silinince yumuşacık yapıyor, hem de tahriş etmiyor.




Pişik kremi: Sudo Crem.  İlk günden beri hiç değiştirmeden kullandığım tek ürün. Çok memnunum. 







Şampuan: Chicco saç ve vücut şampuanı. Kokusu bir harika, alerjik bir reaksyonla karşılaşmadık.. Marka da güvenilir olunca, değiştirme gereği duymadım. Sadece bir ara konak olduğu için Mustela'nın konak şampuanını kullanmıştık.








Vücut Losyonu: Sebamed Baby. Bebeklerin cildi zaten yumuşacık.. Losyon, yağ pek kullanmamak lazım. Ama arada kuruyabiliyor.. Sebamed baby bu yönde çok işimi gördü. 1.5 yıldır hala şişenin yarısına ulaşamadık.








Deterjan: Hacı Şakir Granül Matik. Çok memnunum.. Kokusu bebek kokusu gibi. Hatta kızım doğmadan çamaşırlarını yıkadığımızda dolabı bebek bebek kokmuştu. Daha bebek gelmeden odasına bebek kokusunu dolduran ürün :) Ama gerçeğinin kokusu ömre bedel o ayrı :D







Yumuşatıcı: Dalin. Aslında granül matik ile yıkanan çamaşırlar yumuşacık çıkıyor. İlk kutu bittikten sonra tekrar almadım ama kokusu, yumuşaklığı çok güzel.









Bebek arabası: Baby2 Go Travel.. Aslında bu konu apayrı bir yazı başlığı.. Araba genel olarak süper.. Fakat çoook ağır.. Alındığı günden beri bagajda muhafaza edildi. Dışarı çıkaracağımız zaman bagajdan alıp çıkarıyoruz. Eve hiç çıkmadı, çıksa inemezdi muhtemelen :) ana kucağını 6 aya yakın evde ve dışarıda kullandık ama o da yaklaşık 10 kg olduğu için; içinde Yağmur ile merdivenlerden inip çıktığım günler kol ağrısından ölüyordum. Travel sistem arabaların güzel yanı bebek içinde çok rahat, tam yatış ve dimdik pozisyonları var ve çift yönlü kullanılabiliyor. Ancak dediğim gibi çok hantal ve fazla yer kaplıyor. Yedek bir baston araba şart..

Oto Koltuğu: Koala. 2-3 ay araştırdıktan sonra, isofixli olması ve yanlardan darbe emici koruyucuları (sps) olması nedeniyle Koala Ino-Fix tercih ettik. Baş desteği pofidik ve rahat. İsofixler sayesinde arabaya zırh gibi oturuyor, kıpırdamıyor bile, 5 kademeli oturma pozisyonu ile her yolculuk rahat ve keyifli :)







Şimdilik aklıma gelenler bunlar :) daha geldikçe, kullandıkça yazarım.

Sizin de sorularınız olursa seve seve cevaplarım :)

15 Mart 2016 Salı

Duygusallık Tavan

Bu bloğu neden "Yağmur Karakuş" imzası ile yazdığımı merak edenler için bu yazım...

Geçen gün eşimin merakı üzerine doğdu aslında bunu açıklama gereksinimim... Bu bloğa Yağmur büyüdüğünde kendi devam etsin istiyorum.. Tabi o da arzu ederse.. Canı ne zaman isterse başlar, artık günlük gibi mi tutar, okuduğu kitapları, izlediği filmleri mi anlatır, şiir mi yazar... Orası ona kalmış.. Belki tahmin bile edemeyeceğim bir hobisi olur, onun üzerine yazaaar da yazar.. Belki de hiç yazmak istemez. Sadece annesinin sadece ona özel, onu anlatan yazılarını okur ya da okumaz.. Onun bileceği iş :) ben böyle yapmak istedim. 

Yapmak istedim çünkü anılar değerlidir. Tıpkı fotoğraflar gibi, tıpkı annemin benim bebeklik kıyafetlerimi saklayıp çocuğum olduğunda bana vermesi gibi.. Babama dair çok az şey var hafızamda.. Eşya ise, bir olta, içinde kendi sesinin olduğu bir kaset, günlüğüme karaladığı bir şiir. Ne çok isterdim babama dair fazla anı, fazla eşya, hele beni anlatan bir kaç karalama... 

İşte tam da bu yüzden kızım adına yazıyorum kendi kalemimle, bir gün açıp okuduğunda yazma hevesi gelir belki diye :) 

"Ben hep yanında olmayı ümit ediyorum, sağlıkla, güzellikle, babanla birlikte sana güzel bir gelecek var etmek için tüm çabamız sakız kokulum.. İnşallah hayat sana hep güzellikler getirir. Kendin olarak var olmayı öğrenir, kimseye ihtiyacın olmadan yaşamayı bilirsin. Minicik bedeninin üzerine titrediğim bu günler hızla geçiyor, artık büyüyorsun, ayakta durmak için elimi sıkı sıkı tuttuğun günlerin yerini, elimi tutmak istemeden koşmak için can atacağın günler alacak biliyorum... Uykuya dalarken yanında yatmamı istediğin bugünlerin yerini, arkadaşının evinde kalmak için telefonda dil dökeceğin günler alacak, onu da biliyorum... Ben hep çok büyük konuştum, annem gibi bir anne olmayacağım diye, ama tam da annem gibi bir anne olma yolunda hızla ilerliyorum, görebiliyorum... Yine de özgürlüğünün, çocukluğunun, gençliğinin, ömrünün tadını çıkarmanı diliyorum daha şimdiden canım kızım... Sağlık ve mutlulukla büyü... 

Seni çok seviyorum...."

9 Mart 2016 Çarşamba

Sarımsak Mucizesi

İlk duyduğumda çok şaşırmıştım. Doktorum yoğurt yemeyen bir bebeğe sarımsaklı yoğurt yedirmeyi önerdiğini anlattığı gündü hatta tam olarak :) "el kadar bebeğe sarımsak dayanır mı hiç?" demiştim hatta kendi kendime... bebeklere sarımsak vermek fikri pek hoş gelmemişti kulağıma.. Ancak bebeklere sarımsak vermek, sanıldığı gibi, onların tansiyonunun düşmesine, tüm gün uyuklamalarına, ağzının leş gibi kokmasına (evet biraz kokuyor ama faydalarının yanında onun sarımsak kokan lokum ağzı yenir zaten) bebeklere sarımsak vermek fikrine sıcak bakmam ise tam olarak şöyle oldu; www.prensesveannesi.comwww.prensesveannesi.com bloğunun sahibesi sevgili arkadaşım Hande, hem diş çıkarma döneminde antibiotik özelliği sayesinde bebişlere birebir geldiğini hem de soğuk kış günlerinde bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden bahsederek, en azından her gün yemeklerinden bir öğününe, bir diş sarımsak koymamı tavsiye etti. 
Kendisine ne kadar teşekkür etsem az.. Söylediği günden beri onu dinledim. 6-7 aydır kızımın her gün olmasa da, haftada en az 4 kere bir öğünündeki yemeklerine bir diş sarımsak rendeliyorum. Hem tadını çok seviyor. Hem de doğal antibiotik olduğunun bilincideyiz. Ağzı kokarsa koksun. Bebek o... Poposu da kaka kokuyor altına yaptığında.. Tansiyon düşme olayını bilemem, doktorunuza danışın. Bizde o tarz reaksiyonlar olmadı çok şükür. Ama bağışıklık sistemi konusunda size teminat verebilirim. Sarımsağın faydaları saymakla bitmez bunlar dışında da; vücutta mikrop barındırmaz, bilinenin aksine, vücudu dinç tutar, kabızlığa iyi gelir, vücuttaki yara ve kesiklerin hızlı iyileşmesine yardımcı olur. Saymakla bitmeyecek pek çok faydası olan bu mucize besin; bebeklere sarımsak vermek fikri konusunda benim gibi sabit fikirli olan annelerin dolaplarından eksik etmemeleri gereken doğal bir antibiotik. Peki nerelerde kullanıyorum sarımsağı?
Öncelikle tarhana çorbası, gerçekten nefis oluyor.
Köfte. Bebek köftelerimin içine sarımsak yanında taze soğan da koyuyorum. Yağmur bayılıyor. 
Yoğurt
Bebek kumpiri
Aslında her yemeğe konulabilir ama bu yukarıdakilere çok daha fazla yakışıyor. 
Haydi anneler! Siz de bebeklere sarımsak vermek konusundaki fikirlerinizi benimle burada paylaşın, birlikte fikir alışverişi yapalım :)

2 Mart 2016 Çarşamba

Bir Trnd Türkiye Projesi: Vernel Max Taze Gül Konsantre Çamaşır Yumuşatıcısı

1,5 yıldır dünyanın en güzel işini yapıyorum. Full time annelik :) zamanımın hemen hemen tamamı kızıma, işten gelince eşime, kızımız uyuyunca da bana ait :) En büyük hayalimdi, bir çocuğum olursa işime ara verip çocuğumuzu kendim büyütmem. Binlerce kez şükürler olsun ki, nasip oldu. Gerisi sağlık sıhhat. Çok fazla beklentim hiçbir zaman olmadı. Fakat gelin görün ki, kendimi bildim bileli çalışıyorum. Hiç evde oturmadım. Okurken yaz tatillerimi bile çalışarak değerlendirdim. Lise bittikten sonra annemden harçlık istediğimi hiç hatırlamıyorum. Tabiki tüm masraflarımı karşılayacak kadar yüksek bir kazanç elde edemedim o yıllarda. Ama arkadaşlarımla dışarı çıktığımda hep kendi param vardı, çalışıyordum çünkü. Ama en güzeli de anneme ve teyzeme doğum günlerinde, anneler günlerinde hep kendi kazandığım paradan hediye aldım. Sürekli para para diyorum ama şimdiki zamanın 300-400 lirası. Atla deve değil yani.
Üretmeyi hep çok sevdim. Evlenmeden önce halka peçeteliklerimi kendim hazırlamıştım, kızımın hastanede dağıtılacak hediyeliklerini ve  ilk doğum gününde misafirlere dağıtılan kokulu taştan objeleri kendim yaptım. Boş olduğum her an bana göre ya okumak için güzel bir fırsat ya da böyle işler için aktivite saati... Son günlerde yeni bir trendten haberdar oldum. Tam bana göre dedim. Trnd Türkiye adında bir oluşum var. Piyasaya yeni çıkan ürünlerin tanıtımı için bir proje ekibi oluşturuyorlar. Başvurunuz kabul edilirse, size ürünün bir orjinal boyunu, eşe dosta dağıtmanız için de çokça numume gönderiyorlar. Sizden istedikleri, numuneleri dağıtırken fotoğraf çekmeniz, nabız yoklamanız, anket yapmanız. İş çok basit ve zevkli. Başvurdum, hemen kabul edildi.
Bir iki hafta içinde mis kokulu bir koli geldi. İçinden pembe renkli bir yumuşatıcı şişesi, bir sürü özel paketlenmiş numune ve indirim çeki ile anketlerim çıktı. İlk ben kullandım tabi. Vernel kalitesi herkesin malumu ama denemeden başkasına tavsiye etmek olmaz :) çamaşırları asarken ayrı, ütülerken ayrı güzellikte bir koku sardı evi. Ütüleyip kaldırdığım çamaşırların olduğu çekmece hala her açtığımda mis gibi kokuyor.
Ürünleri dağıtmaya başlayalı bir hafta oldu. Çok güzel geri dönüşler alıyorum. Yaptığım anketleri de kızım uyuduktan sonra sistemlerine giriyorum. İşte hepsi bu kadar :)
Allah boş duranı sevmezmiş :) ben de boş boş oturdum mu kendimi sevmiyorum. Böyle işler hem kendimi iyi hissetmemi sağlıyor, hem de eve, başkalarına destek olmanın hazzını yaşıyorum.
Bayanlar siz de benzer işler yapmak isterseniz, ara ara bu siteyi takip edin.  Siz de güzel projelerin bir parçası olabilirsiniz.
Sevgiler :)
© Sağanak Yağışlı Blog Template designed by Juvmom - Sesukamu